Sevgili dostlarım 17 aralıktan bu güne kadar başbakanın icraatlerini sizlere hatırlatmak istiyorum. Oğlunu yargılamak için çağrılan savcı uçtu ayakkabı kutusunun savcısı uçtu. Fezlekelerin savcısı uçtu, Binalı Yıldırımın bacanağını yargılayan savcı uçtu, müteahhitlerin savcısı uçtu, el kaidenin savcısı uçtu. 17 aralıktan önce sayın başbakanın göz bebeği olan savcılar birer birer yerleri değiştirildi. Bu adil mi? balyoz davasında uzun tutukluluk süresine karşı olan hakim davanın başlamasına 48 saat kala görevden alındı. Peşine balyoz davasında tahliye kararı veren üç hakim de görevlerinden alındı. Mehmet Haberal’a tahliye kararı veren hakimde görevinden oldu. Bülent Arınça suikast palavrasıyla tutuklanması istenen subayları tutuklamayan hakimde görevden alındı. Hükümetin isteği doğrultusunda görev yapmayan bir tek hakim ve savcı bırakmadılar. İki kere iki dört eder kadar nettir. Cemaat filan deniyor ama aslında subayları, profesörleri gazetecileri hapiste tutanda rüşvetçileri kara paracıları koruyup kollayan da aynı iradenin bir parçasıdır.
Sevgili okuyucularım dikkat ettiniz mi bilmem ama hatırlatma yapmak istiyorum savcıların cübbelerinde ilik yoktur, düğme yoktur düğmesiz olması bağımsızlığı sembolize eder. Aynı zamanda elbette kişiye özel dikilir ama cübbe kavramının kişiye ait olmadığını makama ait olduğunu, giyenler değilse bile cübbenin o makamda daima aynı kaldığını gösterir. Sanıyorum sayın başbakan kanunu değişir savcılar saygı da kusur etmesin diye cübbelere düğmede taktırır ve bu şekilde önlerini ilikleyip huzura çıkarlar.
Bakın beyler bir ülkenin yargısı bağımsız değilse o ülkenin hiçbir şeyi bağımsız değildir. Bu iktidar görevini yapan hiçbir savcı ve hakime saygı göstermemiştir. Bu ülkenin temel taşı adalet ve yargıçlar olması gerekirken ve yargıçlar bunun için uğraşırken başbakanın onlarla uğraşması milletin ayıbıdır. Bu millet yargısına sahip çıkmalı. Çünkü yargı herkese günü gelir lazım olur. Ben sizlerden çok bir şey istemiyorum yargıya sahip çıkmak istiyorsanız 30 mart seçimlerinde AKP sine oy vermeyin.